Etkilendiklerim

Aslında hedefim Ocak ayı sonunda paylaşmak ve her ay bu listeyi sürdürmekti. Ancak bi tık sorumsuz davranmışım ve öylece kalmış. Kısacası unutmuşum. Notlarımda boynu bükük listeyi görünce içime sinmedi.

didem
3 min readApr 4, 2021

Önemli olan katılmaktı diyor ve yılın dördüncü ayına girerken teee ilk ayında etkilendiğim şeylerin notlarını paylaşıyorum. Keyifli okumalar!

Pantone 2021 yılının rengini sarı ve gri olarak belirledi. (Ultimate Grey, Illuminating Sunny Yellow) Her sene bir rengi belirlediğini duyduğumuz bu şirket bunu nasıl yapıyor diye meraklandım ve araştırmaya başladım. Önce Pantone’nin ne olduğuna bakalım. Vikipedi’de yer alan tanımı dümdüz ekliyorum: Renk içeren ve her rengin ofset baskı sisteminde nasıl elde edileceğini karışım formülleriyle veren bir renk kataloğudur.

Dediklerine göre, seçilen renkler küresel kültürümüzde meydana gelen ve ruh halinin ve tutumun bir ifadesi olarak, renkli bir anlık görüntüymüş. Renkler kendi kendilerini seçiyorlar şeklinde havalı bir açıklama da ekliyorlar. Asıl amaç çok daha havalı: İçinde yaşadığımız zamanın kültürünü yansıtmak. Yaşanan olaylarla şekillenen yılın rengi, pek çok kreatif sektörün planlarına yön vermeye başlıyor. Zamanında yılın rengi olarak başlayan pazarlama süreci çok ses getirip, farklı markaları da taklide itse de Pantone kadar yaratıcı durmamışlar. Taklitler sadece aslını yaşatıyorsa demek… Pantone de zaten 2000 yılından beri yılın rengini seçiyor ve bir şekilde adını duymamızı sağlıyor. Bu arada ben bayağı 20 kişi oturup, toplanıyor yılı tartışıp renk seçiyor sanıyordum. Öyleymiş.

Bu sene de aşırı alakasız iki renk seçmişler. Bu seçimi de “hem kalıcı hem de canlandırıcı bir güç ve umut mesajı ileten bir renk evliliği” olarak tanımlamışlar.

Gelelim hepsi birbirinden alakasız, tarihlerden bağımsız, ilgimi çeken şey’lere:

  • Şaşırdım: Doomscrolling diye bir kavram var-mış. Telefon ekranını rastgele kaydırmaktan geliyor anlamı. Ek olarak, gün içerisinde ortalama 2 km ekran kaydırıyor-muşuz. Bu refleksle ne kadar çok içeriğe maruz kaldığımızı düşünüyorum da…
  • Yeniden izledim: Bu sefer alıcı gözle baktım da Fight Club, ürün yerleştirmeleri ile oluşturulan algılar sonucu çılgın bir başkaldırıya sürüklemiş. (Bununla ilgili daha detaylı bir şeyler yapmak isterim.)
  • 2021 ile birlikte dijital medyada da yeniliklerle tanışmaya başladık. Exxen ve Gain Medya yayın hayatına başladı. Gain, Netflix’e rakip olmadığını iddaa etti aslında. ancak biz dijitalde Netflix’e alışkın olduğumuz için ister istemez bir kıyaslama haline girdik. Bunun sonucunda Gain ezberleri bozacak, mesajı net kullanma kılavuzlarıyla hayal etmemizi kolaylaştırdı. (Reklam Ajansı: TBWA)
  • Yılın ilk ayının ortasında hiç alışkın olmadığımız bir tarzda gazete ile tanıştık! Gazete Oksijen yayın hayatına başladı. Dijitalle mücadeleye yeltenmeden tüm imkanları kullanmaları beni çok etkiledi. (Yıllardır gazeteye hasret, ekranların içine doğmuş z kuşağı şaşkın!) İster basılı ister ekran karşısında ulaşabileceğiniz bir haftasonu gazetesi olarak yer aldılar raflarda ve internette. Öğrenciler için indirimli abonelik seçeneği de mevcut. Ekranlara fazlasıyla maruz kaldığımız bu dönemde kahve eşliğinde gazete kırıştırırken parmakların boyanması analog ama motive edici bir değişiklik olabilir. #birşansverilmeli
  • Pandemi süreci kuryeler açısından nasıl geçti? 982 bin kurye, haftanın 6 günü, günde 10–11 saat boyunca çalışıp, asgari ücret + teslim edilen paket başına 1 tl kazanıyorlar-mış. Pandemi sürecinde trafik kazasında 160 kurye hayatını kaybetmiş. Trafik kazalarının en büyük nedeni zamanla yarışmaları maalesef. duyarsız müşterilerin geç teslimatlarda şikayet etmeleri de tuzu biberi diyebiliriz. Geciken siparişimize şikayet dolu geri bildirimlerde bulunurken de durup düşünmeliyiz. Kuryelerin kelle koltukta para kazanıyoruz isyanına kulak verilmeli. (Kaynak: Gazete Oksijen, sayı 1, 15–21 ocak)
  • Sevdim: Fear of missing out. (fomo) Bir şeyleri kaçırmış olma korkusu olarak literatüre giren kavram. Günümüzde sosyal medya birçok şeye maruz kalmamızı sağlıyor. Ve ekrandan uzak kaldığımız her dakika gündemi kaçırma korkusuyla yüzleşiyoruz.
  • Yeni fark ettim, geç olsun güç olmasın: YouTube’da, Flu TV’nin Murat Yerdekalmazer ile yaptığı Beyaz Yakanın 50 Tonu programı. Kurumsaldaki deneyimlerinizi hatırlayacağınız, değerlendireceğiniz; henüz hiç deneyiminiz yoksa kendinizi bi tık daha hazır hissedeceğiniz göz açıcı bir program olmuş. 2–3 günde peş peşe tamamını izlemiş bulundum.
  • İzledim, izlettim, üzerine düşündüm: Sinan Canan, YouTube’da, Açık Beyin kanalında yayınlanan SoruYorum programında her hafta canlı yayında soruları yanıtlıyor. Ardından hafta içi videolar çerez bir şekilde izlemelik, düzenlenip yayınlanıyor. Bu ay favori videom: Artık Yuvadan Uçma Vakti. evlenirken, evden ayrılırken yaşanan korku, altında yatan sebepler, ailelerin gerçekleştiremedikleri idealleri çocukları üzerinden gerçekleştirme hevesleri… tüm bu konular ile ilgili cevap niteliğinde 16 dakikalık bir video… izlemelik, izletmelik, üzerine düşünmelik…

--

--

didem

interested in entrepreneurship, branding, marketing, psychology and neuromarketing